top of page
Ara
  • Yazarın fotoğrafıÖzge Sarıoğlu

Endolu Kadın

Güncelleme tarihi: 16 Kas 2023

Endometriozis hastalığının yaşamında neden olduğu zorluklarla baş etmek ve onun belki de hep süreceği gerçeğini kabullenmek için “yeni bir ben” yaratmanın yollarını arar endolu kadın.Çünkü dünyada bir başına olduğunu zannetse de aslında her 10 kadından 1’i endometriozis tanısı alıyor.

Endolu bir kadının tam bir tanı alana kadar neler yaşadığına kulak verelim mi?


“Endometriozisin adını 2007 yılı başlarında 26 yaşındayken bir hastanenin acil servisinde duydum. Geriye dönüp baktığımda 11 yıl boyunca adı konmayan ve en başta gittiğim hekimler tarafında önemsenmeyen bedensel şikayetler artık benim bir parçam haline gelmişti. Her şey normaldi; geçmeyen halsizlik, inmeyen karın şişkinlikleri, periyod öncesi ve sonrasında süren bedenime yayılan yoğun ağrılar, dolaşım bozukluğu, baş ağrısı ve yoğun kanamalar. Hastaneye gitmem için bir neden yoktu çünkü daha önce gitmiştim, bir şey çıkmamıştı. Ben dayanıksızdım, oluyordu işte böyle kadınsal şikayetler. Çaresizliği, dinmeyen acıya rağmen öğrendim. Semptomlarla baş etmek veya onları gizleyebilmek için çeşitli savunma mekanizmaları geliştirmiştim. Kendini görünmez kılmak özellikle karnını gizlemek için bol giysiler seçmek, yardım istememek, ağrıyı bastırmak ve sessizlik bunların en başında yer alıyordu.

İşyerimden bir gün ağrı, mide bulantısı ve baş dönmesi nedeniyle utana sıkıla aldığım izin sonrası 3. günümdü; yemek yiyemiyor ve nefes almakta güçlük çekiyordum. Böylece gittiğim acil servis ziyaretini takip eden hafta içinde apar topar ilk ameliyatımı oldum. Bir kist var dendi, hayati tehlikesi olabilirmiş. Ameliyat öncesi ve sonrası bilgilendirildim ama şokta olduğum için gençliğin de verdiği deneyimsizlikle özümseyemedim sonuçlarını. Oldu bitti, sandım. 'Doğum kontrol hapları ile süreci yönetebilirsin', dendi. Diğer öneriyse; 'Hemen evlen!' oldu. 'Çocuk yap ve bu geçecek'. Endometrioma kistlerinin tedavisi buymuş! İnanabiliyor musunuz? Bu hala dünyada, sadece Türkiye’de değil, tedavi amaçlı tavsiye edilen bir yöntem.

Tabi çözüm için tüp bebek denemeleri de yaptık. Yapmak zorundaydım, anne olursam iyileşecektim. Bazen de şikayetleri yaratanın kendim olduğuma dair suçlanıyordum. ‘Anne olamıyorsun, psikolojik bunlar, söylediklerine bağlantılı bir şey bulamıyoruz’, diyordu hekimler. Çevremdeki kadınlar, ‘daha fazla dene, hemen pes etme’ diyordu. ‘Anne olmak sancılı süreçtir, istiyorsan yapmalısın’. İç dünyamda ise dik bir yokuştan yuvarlanarak savrulan, parçaları dört bir yana dağılan bir taş gibiydim. İstek ve ihtiyaçlarımı anlayıp talep edebilecek, kendimi koruyup savunabilecek bütünlüğümü yitirmiştim. Küçülüyordum, yok oluyordum.”

Çoğu zaman tek ameliyatla bitmeyen, kadının doğurgan olduğu dönem boyunca defalarca tekrarlama olasılığı olan çok ağrılı bu sürecin içinden geçmek, acıyı ve tüm engellenmişliklerin getirdiği suçluluk, öfke ve çoklukla depresyonu azaltmanın yollarını ararken kendini büyütmenin yolcusu olmak, endolu bir kadının hayattaki hem en büyük zorluğu hem de belki en önemli kazanımıdır.

Kendini büyütme yolculuğunda endolu kadın’ın sorduğu, cevaplarını buldukça da kuvvetlendiği sorular şunlardır:


• Endolu bir kadın olarak o kimdir? Ne yapmayı sever?

• Yapmayı sevdiği şeylere yönelirken karşılaştığı, endometriozisin getirdiği bedensel ve ruhsal sınırlar nelerdir? Bunlarla nasıl baş edebilir?

• Çevresindeki baskıdan, kendisine ait olmayan etiketlerden, suçluluk ve öfke hislerinden nasıl kurtulabilir?

• Peki ya hastalığın tekrarlamasının önüne geçecek, kendi bedenini tanımanın ve onun isteklerine göre yol almasının yolları nelerdir?

• Tekrarlayan semptomları ve hangi seçimlerinin tekrarları azalttığını ya da arttırdığını nasıl fark edebilir?

• Kendisini en hızlı şekilde nasıl dengeleyebilir?

• Kendisine iyi gelecek destek mekanizmalarını nasıl oluşturabilir? Gerektiğinde bu destek mekanizmalarını nasıl devreye sokabilir?

Her endolu kadının, hastalıkta yaşadıkları nasıl birbirine benzer ama farklı ise, her endolu kadının bu hastalıkla baş etmesi ve kendisini güçlendirme yöntemleri ve yukarıda saydığımız sorulara verdiği cevaplar da benzerlikler içerse de kişiye özel ve farklı olacaktır.

Bu platformda amacımız özeldeki yolculuğumuzu sürdürürken benzer olanlarımızı paylaşmak ve birbirimize dayanıp, birbirimizden güç ve ilham almaktır. Siz de sohbetimize buradan katılabilirsiniz!

İyi niyet ve coşkuyla!

46 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page