top of page
Ara
  • Yazarın fotoğrafıDyt. Tuğçe Deveci

Endolu Beslenme

Güncelleme tarihi: 21 Oca


Ben endometriozisli bir diyetisyenim. Yıllar içinde okuyup deneyimledikçe fark ettim ki endometriozis beslenme ile çok yakın bir ilişki içerisinde ve bu yazıda derlediğim beslenme alışkanlıklarını kazanmak genel sağlık durumunuza iyi geldiği gibi endometriozise bağlı şikâyetlerinizin azalmasına da yardımcı olacaktır.


Endometriozis başta bakıldığında sadece bir kadın hastalığı olarak gözükse de görülme sıklığı her geçen gün artan yaygın bir halk sağlığı sorunudur. Özellikle semptomları gereği bir takım sindirim sistemi hastalıkları ile karıştırılan bu sebeple tanı almayı oldukça güçleştiren şiddetli ağrı ile seyreden bir hastalıktır.






Endometriozis tanısı aldım. Nasıl beslenmem gerekiyor?

Öncelikle her zaman olduğu gibi kilo almamak ve mümkünse ideal kilo aralığına gelmek için bir çaba gösterilmesi gerekir. Çünkü artmış yağ dokusu artmış östrojen sentezi ile ilişkilidir. Enflamatuvar (iltahabi)  bir hastalık olması sebebiyle;

·      enflamasyonu tetikleyen besinlerden kaçınmak,

·      vücuttaki asit-baz dengesini bazik (alkali) düzeyde tutacak ve

·      artmış immun cevabı tetiklemeyecek (histamini düşük) besinleri beslenmeye eklemek akıllıca olacaktır.


Bu sebeple endometrioziste anti-enflamatuvar beslenme prosedürleri uygulanmalıdır. Özellikle kırmızı et ve süt tüketiminin azaltılmasıyla vücutta asiditeyi arttırarak ağrı eşiğini arttıran besinlerin elimine edilmesi kişinin hayat kalitesini arttıracaktır. Vücuttaki asiditeyi arttıran ve enflamasyonu tetikleyen şekerli ürünler ve paketli gıdalar kişinin diyetinden çıkarılmalıdır. Kafein ve tein ailesinin üyeleri olan; çay, kahve  tüketimi günde 1 fincan ile sınırlanmalıdır. Beyaz un ve fast-food tüketiminin kısıtlanması gerekmektedir.


Karbonhidrat Tercihinde:

Buğday, arpa ve irmik gibi glüten içeren besinleri beslenmelerinden çıkartmak pek çok kadını şişkinlik şikayetini azalttığı için rahatlatmaktadır. Bu noktada kesin yargılardan ziyade kişiye özel yaklaşımları benimsemek gerekmektedir. Eğer bu ürünler sizde gaz şikayeti, şişkinlik veya başka reaksiyonlara neden oluyorsa bunların yerine yerine kinoa veya karabuğdayı tercih edebilirsiniz.


Yağ Tercihinde:

Endometriozisli bireylerin vücudunda artmış histamin düzeyleri mevcuttur. Bununla birlikte inflamasyonu tetikleyen ayçiçek yağı, mısır özü yağı, margarin ve riviera yağları tüketmemeleri gerekmektedir.


Zeytinyağı gibi soğuk sızma yağları, avokado yağı, Hindistan cevizi yağı ve badem, ceviz gibi yağlı tohumları ve bunların yağlarını ve sade yağ (ghee yağı) beslenmelerine ekleyebilirler. Özellikle zeytinyağını pişirmemeli salatalara veya pişmiş yemeklere sonradan ilave şeklinde tüketmelilerdir.


Balık Tercihinde:

Sezonunda haftada 1-2 kez balık tüketmeli ve yüzey balığı dediğimiz; hamsi, istavrit, palamut ve uskumru gibi türleri tercih etmelilerdir.


Balık tercihlerimizi dip balıklardan yana yapmamak gerekir. Çünkü dip balıkların ağır metal yükü yüksektir. Ağır metaller hem bağırsak sorunlarına neden olur hem de vücutta birikimi endometriozisi tetikleyebilmektedir.


Bakliyat Tercihinde:

Ayrıca nohut, yeşil mercimek gibi vitamin, mineral, lif ve bitkisel proteinden zengin bakliyatların tüketiminin arttırılması gerekmektedir. Bu noktada da bakliyatlardaki fitik asit bazı eser elementlerin emilimini engellediği için uzaklaştırılması gerekir. Mümkün olduğunca uzun süre suda bekletmek tüketim sonrası oluşacak gaz veya şişkinlik şikayetlerini oldukça azaltacaktır.


Meyve ve Sebze Tüketimi:

Meyve – sebze tüketiminin arttırılması ile vücudu daha alkali hale getirmesi sağlanmalıdır. Bu noktada kırmızı-mor meyve ve sebzeler (siyah üzüm,çilek, yaban mersini, mürdüm erik, kırmızı lahana, kırmızı pancar, vişne vs.) antioksidan kapasitesi yüksek olduğu için inflamasyonu baskılayıcı etki gösterir.


Soğan ve sarımsağı beslenmenize dahil edebilirsiniz.


Baharatların Kullanımı:

Ayrıca zerdeçal ve karabiberi günlük beslenmenize ekleyebilirsiniz. Mutlaka bu iki maddeyi yağ içeren bir gıda ile almak önemli vücuttaki yaralanımını oldukça arttırmaktadır. İçtiğiniz çorbaya ekleyerek bunu kolaylıkla sağlayabilirsiniz.


İçecek Tüketimi:

Mutlaka ve mutlaka su tüketimi arttırılmalıdır. Alkol tüketiminiz varsa alkolde bira yerine kırmızı şarabı tercihe etmek daha iyi olacaktır.


Bu yukarıda söylediklerimize ek olarak ağır metallerin vücuttan uzaklaştırılması (şelasyon) genel sağlık durumuna iyi geldiği gibi endometriozis tedavisi için de önemlidir. Çünkü birikmiş ağır metaller sürekli olarak vücutta inflamasyonu tetikler.

Bu noktada:

  • su tüketiminin arttırılması,

  • sabah bir şeyler yiyip içmeden diş ve dil temizliğinin yapılması,

  • beslenmeye tahin eklenmesi,

  • dip balıkların tüketilmemesi,

  • klorella ve spiriluna gibi bitkisel takviyeler ile beslenmenin desteklenmesi

ağır metallerin şelasyonuna yardımcı olacaktır. Bununla birlikte sigara tüketimi başlıca bir ağır metal kaynağı ve vücut asiditesini arttıran bir ajandır. Bu sebeple sigara tüketiminin azaltılması hatta bırakılması çok daha iyi olacaktır.


Endometriozis tedavisinde beslenme semptomların azalması ve hayat kalitesinin arttırılmasında çok etkili yadsınamaz bir gerçektir. Tüm anlattıklarımızı özetlemek gerekirse;

·      Prebiyotik beslenme (meyve-sebzenin arttırılması),

·      Alkali beslenme alışkanlıklarının arttırılması,

·      Selasyona destek olan alışkanlıkların arttılması,

·      Su tüketiminin arttırılması endometriozis tedavisinin temel prensipleridir.


Burada bahsettiğimiz gıda takviyelerini hayatınıza dahil etmeden önce mutlaka sizi takip eden hekim ile konuşmalısınız. Besin- ilaç etkileşimi olmaması ve bunların kontrollü bir şekilde düzenlenmesi gerekecektir. Bu beslenme düzenin hem ameliyat öncesi hem de  ameliyat sonrası ilk 6 ayda da takip edilmesi gerekmektedir.


Bunları denemiş ve kendine şifa olmuş bir diyetisyen olarak daha çok kadına şifa olmak adına araştırmaya halen devam ediyorum. 2024 yılında bu alanda yapacağım çalışmanın sonuçlarını da sizlerle paylaşacağım. Umarım konuştukça dertlerin azaldığı gibi biz de bildiğimizi paylaştıkça birbirimize şifa olacağız.


Bu yazıyı çevrendeki endolu kadınlarla da paylaşman dileğiyle.

94 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page